o gözlükler ve ayakkabılarımız
ama o radyo programımız
ben lale, hayır jale, hayır lale sıradaki jale
senin ranzanın üstüne birşeyler yazmıştım
neydi hatırlayamadım şimdi
ama güzel birşeylerdi
bir eylüldü
hastalanmıştın da üstüne 4 kat battaniye örtüp gitmiştik tantikiyle
eve döndüğümüzde ne fırçalamıştın bizi ama iyileşmiştin de.
hatırlıyor musun geceler hain düşman diye başlardı şarkın
pek severdin
konuştuklarımızı kasete çekmiştik bir keresinde
fondaki ortaçgil ve yüzüğün masaya çarpması.
sesimiz neden helyum yemişiz gibi olmuştu ki?
hatırlıyor musun
gruplardaki odayı su bastırışımı, sabaha kadar temizlemeye çalıştığımızı
senin attığın bütün toplar deliksiz girerdi ben de çok iyi koşardım
ikimizi toplasan harika bir ilk 5lik olurduk.
93, hazırlık de
ondan sonra da hep beraber oturduk zaten
her yerde
bir de hep aynı günlerde regli olurduk
seninle
sen bunu çok teorik açıklardın hanımefendi.
peki neden aynı anda iki insanın sol kulağı acır açıklayabilir misin?
birbirimizin hep en kötü özelliklerini mi aldık?
kendini tost makinesi zannediyordun
hastalanmıştın da üstüne 4 kat battaniye örtüp gitmiştik tantikiyle
eve döndüğümüzde ne fırçalamıştın bizi ama iyileşmiştin de.
hatırlıyor musun geceler hain düşman diye başlardı şarkın
pek severdin
konuştuklarımızı kasete çekmiştik bir keresinde
fondaki ortaçgil ve yüzüğün masaya çarpması.
sesimiz neden helyum yemişiz gibi olmuştu ki?
hatırlıyor musun
gruplardaki odayı su bastırışımı, sabaha kadar temizlemeye çalıştığımızı
senin attığın bütün toplar deliksiz girerdi ben de çok iyi koşardım
ikimizi toplasan harika bir ilk 5lik olurduk.
93, hazırlık de
ondan sonra da hep beraber oturduk zaten
her yerde
bir de hep aynı günlerde regli olurduk
seninle
sen bunu çok teorik açıklardın hanımefendi.
peki neden aynı anda iki insanın sol kulağı acır açıklayabilir misin?
birbirimizin hep en kötü özelliklerini mi aldık?
kendini tost makinesi zannediyordun
sırf evdeki gürültüden uzak olsun diye
dincilerin yurdunda kalıyordun bir ara
kalıyordun da ne oluyordu
hiç ders çalışmıyordun
bir de sarhoş sarhoş o yurda gidip
insanları dumur etmiştin
pencerede vampir beklerdin
pencerede vampir beklerdin
sana kalsa her gece korku filmi izlerdik
it can't rain all the time derdin
saçlarını mavi siyaha boyatırdın
hep aynı şarkıyı çalardın gitarda
sen benim kompozisyonları ben de senin ingilizce yazılını yapardım
patatas bravas
haydi göle gidelim
sana pembeli derlerdi bizim sitede. cok prim yapmıstın o t shirtle. 15 sene once.
ama 18 yaşından sonra 4-5 sene boyunca sadece siyah giydin
neden böyle birşey yaptığını kimse bilmiyor sen dahil.
soğan biber nedir bilmezdin, ah ne çok yemek seçerdin
şimdi annen bana teşekkür ediyor
eski zurich'de renkli bir havalandırma pervanesi vardı
cranberries çalıyordu. nasıl da şok olmuştuk bu gerçek mi diye
hatırlıyormusun insanları takip ederdik eğlence olsun diye
bir de rastgele sokaklara girerdik, birinde ne korkmuştuk.
lisede bir keresinde bozusmustuk da uyuyamamıştık
ertesi gün de gülmüştük halimize
saçlarımızın arkasını kazıtmıştık,
sorsan dünyanın en cool insanlarıydık
hatırlıyor musun
okulun tuvaletinin çatısına çıkardık orda sigara içerdik
sırf eğlence olsun diye.
hatırlıyor musun
ben senin velindim, benim imzamla yurttan izin alıp bizde kalırdın
bana iyi davran yoksa imzalamam derdim
bak en sonunda bozacı da oldum sayende
artık senin için atabileceğim başka bir imza kalmadı sanırım.
geçen ay 30'una girdin.
doğum günü hediyesi wee istemişsin
ne iyi ki hiç büyüyemeyeceksin
canının istemediği şeyleri yapmamaya devam ettiğin uzun & harika
it can't rain all the time derdin
saçlarını mavi siyaha boyatırdın
hep aynı şarkıyı çalardın gitarda
sen benim kompozisyonları ben de senin ingilizce yazılını yapardım
patatas bravas
haydi göle gidelim
sana pembeli derlerdi bizim sitede. cok prim yapmıstın o t shirtle. 15 sene once.
ama 18 yaşından sonra 4-5 sene boyunca sadece siyah giydin
neden böyle birşey yaptığını kimse bilmiyor sen dahil.
soğan biber nedir bilmezdin, ah ne çok yemek seçerdin
şimdi annen bana teşekkür ediyor
eski zurich'de renkli bir havalandırma pervanesi vardı
cranberries çalıyordu. nasıl da şok olmuştuk bu gerçek mi diye
hatırlıyormusun insanları takip ederdik eğlence olsun diye
bir de rastgele sokaklara girerdik, birinde ne korkmuştuk.
lisede bir keresinde bozusmustuk da uyuyamamıştık
ertesi gün de gülmüştük halimize
saçlarımızın arkasını kazıtmıştık,
sorsan dünyanın en cool insanlarıydık
hatırlıyor musun
okulun tuvaletinin çatısına çıkardık orda sigara içerdik
sırf eğlence olsun diye.
hatırlıyor musun
ben senin velindim, benim imzamla yurttan izin alıp bizde kalırdın
bana iyi davran yoksa imzalamam derdim
bak en sonunda bozacı da oldum sayende
artık senin için atabileceğim başka bir imza kalmadı sanırım.
geçen ay 30'una girdin.
doğum günü hediyesi wee istemişsin
ne iyi ki hiç büyüyemeyeceksin
canının istemediği şeyleri yapmamaya devam ettiğin uzun & harika
içinde hep olduğum
bir hayatın olucak
papatya.
bir hayatın olucak
papatya.
1 yorum:
kendimi önemsiz hissettiğim zamanlarda okuyorum bu yazını.keşke bende senin bana verdiğin mutluluğu sana verebilsem.güzel insansın be lalecim yüzünle kalbinle aklınla..melekler getirmiş seni benim yanıbaşıma.şans işte ..
Yorum Gönder