Salı, Ağustos 11, 2009

bisiklet

bisiklete binmeyi cok seviyorum. her zaman bisiklete bindigim bir arkadasım var. son zamanlarda güya bisiklete binmek üzere çıkıyoruz, kendimizi boğaz manzaralı bir bankta bira içerken buluyoruz. bugünkü iyice abartılı oldu, karaköy lokantasına gittik ve rakı içtik. madalya. neyse eve sağ salim geldim. bugün bir minibüse arkadan geçirdiğimi itiraf etmeliyim, ama bu karaköy lokantasından önceydi. herneyse. bisiklete binmeyi çok sevdiğimi söylemiş miydim. bisiklet dünyadaki en az enerjiyle en çok yol kat eden ulaşım aracıdır. herkes bisiklete binseydi petrol savaşlarının hiçbiri olmazdı herkes daha uzun ve sağlıklı yaşardı.
istanbul'da bisiklete binmek öyle herkesin harcı değildir bu arada. bir kere egzoz denilen borudan çıkan gaz halindeki o iğrenç maddeyi solumamak için evrim geçirmiş olmanız gerekir. sizi sıkıştıran o dev iett otobüslerine çalacağınız ziller okyanusta hamsi kalacaktır. çok iyi manevra kabiliyeti gerektirir yoksa arabaların ortasında duman içinde kalakalırsınız. ama şehirde neden bu kadar çok olduğuna anlam veremediğim son derece gereksiz bulduğum ciplerin trafikte kıpırdayamazken yanlarından fıırrr diye geçme zevkini de herkes yaşayamaz tabi.
bisikletin spor için değil ulaşım aracı olarak kullanıldığı bir dünyada yaşamak isterdim.

Hiç yorum yok: