Perşembe, Temmuz 03, 2008

kümülatif uykusuzluk


Boş sokakta yururken fırsattan istifade gozlerimi kapatıp uyukladığım gunlerdeyim. geç yatıyorum sürekli. kötü bir alışkanlık oldu bu. akşamüstü saatlerinde keyfim yerine geliyor, aksama duzelmiş oluyorum, bu sefer uyumak bilmiyorum. sabah tekrar sürünmece işe gelip uyuklama. uyku stoklamam gerekli.
keşke şehrin arka sokaklarında mistik dükkanlar olsa. bu dükkanlarda tombul kavonozlarda sıkıstırılmıs uykular satılsa. renk renk fosforlu , açınca hafif dumanı tütse şöyle. mesela etiketleri olsa; " bir bebegin 15 saatlik deliksiz uykusu", "hamile bir annenin ruyasında bebegini gordugu deliksiz uykusu","bir askerin teskeresinin geldiği günü gördüğü nöbetsiz uykusu", "yeni mezunun çok istediği işe kabul edildiğini gördüğü uykusu" ya da "bir yıldır hiç durmadan çalışanın 15 günlük tatile çıktığı uykusu"..
böyle bir meslek olsa. benim işim uyumak ve insanlara uçtuğum, bulutların arasından geçtiğim, en sevdiğim yemekten tabak tabak yediğim, en sevdiğim şarkıyı karaokede söylediğim, merkez bankasını soyduğum paralarla kendime bir ada aldığım, 3 dilekli cinle karşılaştığım, johnny deep'i' jim struggles için terk ettiğim ve helikopterle annemlerin yanına gittiğim rüyalarımı satsam. 8 saat mesai uykusu, 8 saat normal uyku, kalan 8 saatte de ruyamda bile yapamadığım şeyleri yaptığım bir hayatım olsa.
Aslında birkaç gün 10 saat uyusam da olur. evet bu daha mantıklı. öyle uyuyarak hayat mı geçer canım, saçmaladım.

2 yorum:

Burçin Çobanoğlu dedi ki...

yaz aylarında aksamüstü deniz dönüşleri yatılan güzellik uykuları vardır bir de.. hani arkadaslar gelir sen kahverengi panjurun ardından uykulu bir suratla cıkarsın.. " bekleyin geliyorum" dersin. cocuklugun uykusu, yanık tenimizin yatakla bulustugu en tatlı zamanları..

LaLe dedi ki...

hiç sorma
o panjurun içine ışık girer hani boyle cizgi cizgi suzulur, odadaki tozlar parlar ısıkta.nedense hep bu geliyo aklıma. bi de ben hiç uyumazdım ya arka kapıdan kacardım hep. aklım olsaymıs da uyusaymısım.