Pazar, Temmuz 13, 2008

başlığını unuttum

yazı yazmak da resim yapmak gibi olsaydı ben yazınca ne anlamı olurdu acaba yazdıklarımın
bunu merak ediyorum.
önce bir eğri çizip sağına soluna başka eğriler çizerim
içlerini boyarım bazen boyalar birbirine karışır
bazen aralarına bant yapıştırırım karışmasınlar diye
insanlar de eğriler gibi
kafayı kaldırıp resmin neye benzemeye başladığına aldırmadan
resmi yapmak
yazdıklarını durup durup baştan okumadan yazmak gibi olurdu
nereye gittiğini bilmediğin bir trene binmek gibi
her tren bir yere gidiyor mu gerçekten?
her yer hep orda duruyor mu sanki?
ring sefer yapan otobüse binip son durağı bekliyorsan peki
belki zaman yanındaki koltuğa oturur ve sana biraz kendinden bahseder
nerden başlar acaba anlatmaya
zaman olmak iyi bir hafıza gerektirir
zaman olmak için seçmelere unutkanlar katılabilir mi?
o kadar açık fikirli bir yer var mı?
bilen varsa söylesin bir bilet alalım tek yönlü.
unutkan bir zamanın hüküm sürdüğü bir gezegen olsa
işler sarpa sarar mıydı acaba
tarih kitapları neye benzerdi
okurken okurken aklına birşey gelip de önceki sayfaya geri dönmek istediğinde
ilk sayfada olduğunu gördüğünde
kafan karışmaz mıydı?

3 yorum:

kafcamus dedi ki...

1984 geldi aklıma. hani sürekli yeniden ve yeniden ve yeniden yazılan tarih kitapları; anlamları sürekli tekrar ve tekrar ve tekrar değişen kavramlar. orwell için acan falan dediler kabul ama 1984 iyi kitaptır evet:)

LaLe dedi ki...

evet ben de katılıyorum sevgili kafcamus.
ne demiş Orwell; insanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca mutluluğa ulaşabilirler.

kafcamus dedi ki...

benzeri camus'den olsun mu o zaman:

"You will never be happy if you continue to search for what happiness consists of.
You will never live if you are looking for the meaning of life."