Cumartesi, Mart 21, 2009

bu aralar basıma enteresan seyler gelmedigi için ben de size gordugum iki ruyadan bahsetmek istiyorum.

dreaming my dreams
ilk olarak, fisun'la ankara'dan istanbul'a gelicekmisiz, otobuse binmeyelim dizlerimiz agrımasın diyoruz ve bir tane helikopterin altından sallanan iki kişilik sepetten cok da pahalı olmayan biletlerimizi alıyoruz. sepetin üstünde püfür püfür geliyoruz, altımızda da çoğu zaman nehir var, iki şehrin arasında nehir varmıs. bazen yere cok yaklasıyoruz insanların kafasına falan dokunuyoruz, bir suru fotograf cekiyorum makineyi dusurucem diye cok stersliyim. istanbul'a yaklasınca nehir bogaza donusuyor. hava super guzel, çirkin ankaradan kurtulup istanbul'a geldigimiz icin seviniyoruz.

strip, vegas
ikinci olarak teyzemle (nunus) turkiye'den amerika'ya koca bir gemiyle mal sevkiyatı yapacakmışız, ama gemi acaip buyuk, aslında koca bir tankere benziyor ve de cok eski dökülüyor. teyzem kaptanmıs. benim gorevim ise geminin yanında sisme sarı bir yunusla gemiye eskort etmek. nasıl oluyor bilmiyorum ama gemiyle aynı hızla gidiyorum. hafif bir endisem de var hani okyanusta kopekbalıgı falan olabilir diye ama bunun ustune cok gitmiyorum. daha sonra denizin ortasında james bond adasına benzer kayalık bir yere yaklasıyoruz bir bakıyoruz 7 milletten insan burda suyun içinde parti veriyor. suyun içinde punchlar falan dolasıyor, hafif de bir muzik var, yeryuzundeki cennet gibi. sonra teyzeme sesleniyorum o da katılıyor partiye. aradan biraz zaman geciyor, gemiye dönüyorum, yolcu yolunda gerek. bakıyorum teyze meyze yok. ama gemi de bir taraftan hareket ediyormus nasıl oluyorsa. ve sağ tarafta kayalara yaklastıgın goruyorum ve dumeni iyice sola kırıyorum, koca gemi epey gec cevap veriyor ama tam cevap veriyor, gemi acaip bir acıyla sola donuyor, sonra bakıyorum sol tarafta su bitiyor orda cöl varmıs bu sefer tekrar saga ceviriyorum ama geminin kıcı kurtulamıyor ve karaya yani çöle oturuyor. teyzeme diyorum ki dur teyze bu işi ben mafettim ben duzelticem. sonra çöle atlıyorum, bizim koca gemi kuculuyor ve kucuk bir kerkenteleye donusuyor, kertenkeleyi dikkatlice avcuma alıyorum ve denizin ortasına yuzuyorum, onu orda suya bırakınca tekrar gemiye donusecegini dusunuyorum. o sırada avcumda kertenkele ikiye ayrılıyor ve suya bıraktıgımda iki tane yavru timsaha donusuyor, teyzem de ah ne tatlı yavru timsah gibisi yoktur, gel bir opucuk ver falan diyor, timsah teyzemi boynundan hafifce ısırıyor, bu onları opucuguymus meger. daha sonra iki tane orta boy tankere donusuyorlar ve teyzem birini sen kullanacaksın diyor, ama yok ben iki dakika dumenin basındaydım neler oldu falan diyor ama yapacak birsey yok olmadıgı icin kabul ediyorum, bana da tecrube olur madem diyorum.

2 yorum:

zimmerman dedi ki...

öyle bi hayal gücü ki kısa film çekmeye kalksan bütçe bi milyon doları aşar, oha diyorum sevgiyle

LaLe dedi ki...

:) ustunu iyi ört de yat falan demedigin icin tesekkurler bobby.